Komik Çocuklar

Tuvalet Şakası izle
   
  oyun dünya haber mzüzük canlı tv sohpet vbzeri geziciler hayata hoş geldiniz
  uzay
 

Uzay çok eski dönemlerden beri insanların büyük ilgisini çekmiş, sonu olup olmadığı; varsa, sınırlarının nereye kadar uzandığı bilginleri ve felsefecileri yakından ilgilendirmiştir.Uzay evrende Dünya dışında kalan parçadır. Uzayda yer alan gökcisimlerinin incelenmesi, bunların hareketlerinin diğer gökcisimlerinin davranışlarına yaygınlaştırılması, uzay hakkında çok az da olsa kimi fikirlerin ortaya atılmasını sağladı. Çağlar geçtikçe insanların daha güçlü teleskoplarla uzayı incelemesi uzay hakkındaki bilgileri artırdı. Uçan cisimlerin ortaya çıkmasıyla Dünya'yı çevreleyen yakın uzay hakkındaki bilgiler, daha da artmaya başladı. Nihayet, güçlü füzeler, yapma uydular, Ay'a insanlı ya da insansız araçlar gönderilmesi, Güneş Sistemi içinde yolculuk yapacak yapma uyduların geliştirilmesi, çok güçlü radyoteleskoplarla uzayın derinliklerinin araştırılması, 20. yüzyılın ikinci yarısında insanlığın uzay hakkındaki bilgilerini önemli ölçüde genişletti. Bu arada teorik fizik ve astronomi konusunda devrim yapacak görüşler ortaya atan Einstein gibi bilginlerin uzay konusunda ortaya attıkları pek çok kuram, gözlemcilerin uzay üzerine verdikleri bulguların mantıklı bir şekilde açıklanmasını sağladı. Uzay konusundaki ilk sağlam bilgiler, 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başında, özellikle kuzey ülkelerinde kurulan gözlemevleri sayesinde alındı. ABD'nin Kaliforniya eyaletinde bulunan Palomar Gözlemevi, Dünya'da mevcut gözlemevlerinin en büyüğüdür. Buradaki aynalı teleskopun çapı 5 m., yüksekliği 40 m.dir. Bu gözlemevlerinde uzaydaki gökcisimlerinin kütlesi, hacmi, ışığının şiddeti vb. incelenmektedir. Uygulamalı fiziğin geliştirdiği tayf (spektrum) analizi, uzaydan gelen ışıklardan, cisimlerin hangi elementlerden oluştuğunu göstermektedir. 1932'de K. G. Jansky adındaki bir mühendisin rastlantı sonucu bulduğu uzaydan gelen radyo yayınları, daha sonraki yıllarda radyoteleskopların doğmasına ve uzayın derinliklerinin dinlenmesine, bu radyo yayınlarının kaynaklarının ve nedenlerinin bulunmasına yol açtı. II. Dünya Savaşı sırasında [[Almanla [[Kategori:#redirect[[#redirect[[#redirect[[#redirect[[]]]]]]]]]]tıbbı doğdu ve gelişti. Uzayda ilk insan ise 12 Nisan 1961 tarihinde SSCB'nin uzaya gönderdiği Yuri Gagarin oldu. Bu arada, insanların uzay boşluğuna yerleşmelerini sağlamak, uzayı uzaydan izlemek, Dünya üzerinde haberleşme kolaylıkları sağlamak için binlerce uydu yörüngeye yerleştirildi ya da uzayın boşluğuna fırlatıldı. Nihayet 1969 Temmuzu'nda Ay'ın ABD'li astronotlar tarafından fethedilmesi, uzay çalışmalarında en önemi adımlardan biri oldu. Günümüzde uzay yarışı büyük bir hızla sürmektedir.

Ana madde: Yapay uydu

Yapay uydu, ekvatorun 36.000 km üstünde duran, dünyayla eşit hızda ve aynı yörüngede dönen elektronik iletişim istasyonudur. Çeşitli tipte uydular vardır. Bilimsel, askeri, ticari, minyatür. Bunlar amacına göre farklı yörüngelerdedir. Haberleşme uyduları Clark Kuşağı'ndadır.

Yapay uyduların mucidi, bir bilimkurgu yazarı olan Sir Arthur Clark'tır.

Uydu yayınları [değiştir]

Uydu yayınları bir çanak anten, bir uydu alıcısı, bir ekran ile izlenebilir. Verici ile alıcı çanak birbirine bakmalıdır. Yörünge sebebiyle mesela Türkiye'den Amerika uyduları izlenemez.

Uydu çeşitleri [değiştir]

Uydular 4 gruptur: Asya, Avrupa, Atlantik, Amerika. Greenweech'e göre doğu ya da batıda yer alırlar. Örnek vermek gerekirse, 42 derece doğudaki uydunun yerel açısı pusula yönünde 180 derecedir. Azimuth, yerel açı coğrafidir. Avrupa uyduları 70-0 derece doğu doğudur. Asya 160-70 batı doğudur. Kalkış açısı, bulunduğumuz yerin, mesela 38 derecede kuzey enlemindeysek buradan yukarı 46 derece kalkış açısı olur ki buna elevation denir. Çanak kendi başına sinyal alamaz. Bunun için LNB(LOW NOİSE BLOCK CONVERTOR) denilen alıcı çanak ortasına yerleştirilir. Bunun da açı ayarları vardır. Yer ile uydu aynı boylamdaysa kutup açısı polarizasyon 0'dır. UE sistemi DVB-S, DVB-C, DVB-T, DVB-H ortamlarını kabul eder. Yani uydu, kablo, karasal, cep. Bunların birbirinden farkı modülasyondandır, yani bilginin hangi taşıyıcı sisteme nasıl kodlandığı.

Analog yayın [değiştir]

Artık analog yayın tarihe karışmaktadır. DECT, GSM, PSTN/ISDN ortam protokolleri dvb-ıpı internet, dvb-npı bağımsız şebeke protokolünü destekler. Etkileşimli tv arayüzüne DVB-MHP, elektronik program rehberine EPG, alıcı receiver'a STB denir. DVB-SUB altyazı tekniği, DVB-SI yayın bilgileri, DVB-CA koşullu erişim, DVB-CSA ortak şifre algoritması, DVB-CI ortak arayüz demektir.

Türkiye'de dijital yayın [değiştir]

Türkiye'de dijital platformlar Digitürk,Dsmart, Stardigital, Cinedigital gibi şirketlerdir. Digitürk paralı ve kartlı sistemdir. Şifresiz yayın yapan 2000 civarında kanal Hotbird, Astra, Hispasat, Türksat uydularından izlenebilir. Türk kanalları Türksat3A ve Eurasiasat1(2A) uydularından yayın yapmaktadır. En geniş portal DMG'dir.

Uydu alıcıları [değiştir]

Dijital uydu alıcıları veya DTV'ler uydu dijital yayınlarını almak üzere yapılmıştır. Ses ve görüntü, dijitale dönüştürülür, yani görüntü bu yolla parlak, net, dalgasızdır. Ses kalitesi de nettir. Görüntü ortak formatı 4:3'tür. Avrupa ortak PAL sisteminde ekran görüntüsü 1080i/50'dir. Yani saniyede 50 alan görüntülü 1080 satırlık ekran. Geniş ekran formatı da artık yayılmaktadır, 16:9. Ev sistemlerinde sinemaskop ve AC3 dolby dijital sistemleri kullanılmaya başlamıştır. Yüksek çözünürlüklü yayınlara 2004'te başlayan Avrupa, 2006 Dünya Futbol Şampiyonası'nı ilk defa bu yolla yani HDTV ile yayınlamıştır. HDTV yayınlarını normal tv cihazları almaz, cihazlar da değişmektedir.

Kaynakça [değiştir]

 
  BUGUÜN SİTEMİZİ ZİYARET EDEN ÜYELER 27441 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol